8 Şubat 2020 Cumartesi

BEN KİMİM?

Bu benim ilk blog yazım. O yüzden öncelikle herkese merhaba. Bu yazımda kısaca kendimden bahsetmeye sizlere dilim döndüğünce kim olduğumu aktarmaya çalışacağım. Öyle ya neden takip edesiniz ki bu blogu? Kimim ben?

Öncelikle ben bir evladım. okula gidip geldiğinde çamaşırları katlayan, gerekirse evi silip süpüren, toz alan, perdeleri asan bir genç kızım. Onların ahirete kadar kapanmayacak olan amel defterinin bir parçasıyım.

Ben tam bir fotoğraf tutkunuyum. Fotoğraf çekmek için gezmek ve gezmek için fotoğrafı bahane etmek bana inanılmaz iyi geliyor. Profesyonel bir makinem yok özelliklerinden de zerre anlamıyorum. Bir kursa gitmek istiyorum ama bu tutkumu hep ertelemek zorunda kalıyorum. Ben de telefonula çektiğim fotoğrafları görmek istediğim gibi görüyorum. Haylimdeki gibi. Böylece dünyanın en iyi fotoğrafçısına dönüşüyorum.

Harika bir seyirciyim. Mesela çok iyi film izlerim. O filmi yaşarım. Hissederim. Ne kadar beğnmezsem beğenmeyeyim başladıysam emeğe saygı der ve bitiririm. Tiyatro ve müzikal de severim ama çevrem buna pek müsait değil o yüzden çok gidemem.

Ama en iyi hayatı izlerim.

Çok iyi bir gözlemciyim. İnsanları, doğayı, hayvanları gözlemlerim. O yüzden her şeyin iç yüzünü çabuk kavrarım.

Galiba biraz bir analistim. İncelemeye, sorgulamaya baylırım. Cevap bulamazsam biraz hırs yaparım. Ama merak ediyorsam mutlaka inandırıcı bir cevap bulurum.

Biraz değişkenim. Mesela bu bloga ne kadar devam ederim bilmiyorum. Çünkü kendimi anlatmaya aşırı üşeniyorum. Şu an içimden gelen şeylerin sonrası olmayabiliyor. Bazen aşırı anlatmak istiyorum, bazen susmak, sadece gülüp geçmek. Bazen çok iyi edebiyat parçalıyorum, bazense mantık sınırlarından dışarı çıkamıyorum.

Çok neşeliyim. Her şeyde eğlenecek, keyif alacak bir durum bulurum. Yani bardağın boş olması bile orada bir bardak olduğunu gösterir.

Ve ben bir öğrenciyim. Ama talebe manasında. Herkes biliyordur bu kelimeyi artık. Bir çok ünlü yazar bu kelimenin farklı olduğunu günümüz sistemindeki öğrenci kelimesi ile uyuşmadığını söyler. Çünkü, "talebe" kelimesi talep eden demekmiş. İlmi, bilgiyi talep eden... Günümüz öğrencileri talep etmiyor diyorlar. Etseler o ilmin bilgini alasını alırlarmış... İnanıyorum. Ben talebeyim. Mühendislik Fakültesi'nin Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nde okuyan basit bir talebe. Şu an ikinci sınıftayım. Biiyorum ki öğreneceğim çok şey var ve asla bitmeyecek. Yorulacağım, üzüleceğim, bzen vazgeçme noktasına geleceğim belki de! Ama çok sevdiğim ve saygı duyduğum iki insanın iki güzide nasihatiyle kendi yoluma daha sıkı sarılacağım. Size de belki umut olur diye bu iki öğütü şuracığa bırakıyorum.

Bir gün her şeyi bittiğini daha ilerleyemeyeceğinizi düşünmek gafletine düşersem ve ağlarsam benden başka kim var diye bir düşünürüm. Yarını düşünen kim var? Sonra doğrulur ve ilk güzel nasihati hatırlarım.

"YOK AĞLAMAK YOK. ÇALIŞMAK VAR."

Ha eğer bunu başarabileceğime olan inancım tükeniyorsa o zaman şunu hatırlarım.

"ARAŞTIRARAK BAŞARABİLECEĞİN ŞEYLERİN SAYISI ÇOK FAZLA, BUNU UNUTMA... "